Whatsapp Hattımız
    Üye Girişi / Kayıt Ol

    Patara Antik Kenti

    Patara Antik Kenti
    • 29 Ocak 2023
      Tarih
    • 896
      Okunma

    Patara, Antalya‘nın Kaş ilçesi sınırlarında, 18 km’lik uzunluğu ile Akdeniz Bölgesi’nin en uzun kumsalına sahip ve Likya Uygarlığından kalma antik kentiyle tarih, kültür ve deniz, kum, güneş turizmini bir arada sunan eşsiz bir bölge olarak adlandırılmaktadır. Likya Birliğinin başkenti olması nedeniyle büyük önem taşıyan ve Hitit metinlerinde ‘Patar’ olarak anılan yerleşim yeri, Ksanthos Vadisi’nde denize açılan tek yer olması nedeniyle yüzyıllar boyunca önemini korumayı başarmış. ‘Noel Baba’ olarak bilinen ve Hristiyanlar için büyük önem taşıyan Saint Nikolaos’un doğum yeri olan Patara, St. Paul’un da Roma’ya gitmek için gemiye bindiği yer olarak kabul ediliyor.18 km’yi bulan uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun plajlarından biri olan Patara Plajı’na da ev sahipliği yapan Patara, Fethiye, Kaş ve Kalkan gibi turizm bölgelerine yakın konumuyla özellikle yaz aylarında birçok tatilcinin mutlaka uğradığı yerler arasında. Likya döneminde liman şehri olarak kurulan Patara, su yolları, amfi tiyatrosu, şehir kapısı, sütunlarla süslenmiş mermer yolları, meclis binası ve pek çok nadide yapılarıyla, Anadolu topraklarının tarihi zenginliğini yansıtacak muhteşem bir yer.

     

    Patara Antik Kenti
    Patara köklü bir geçmişe sahip olduğu için her dönem farklı özellikleriyle ön plana çıkmış mistik bir kent. Likya Birliği’nin başkenti ve birlik yönetimden oy hakkına sahip 16 şehirden bir tanesi.

    Mitolojik öykülerde Patara’nın adı sık sık anılıyor ve bu öykülerde su perisi Lykia ile birlikte Apollon’un oğlu Paturus’un bu şehri kurduğu belirtiliyor.

    Noel Baba olarak bilinen Saint Nicholas’ın Pataralı olduğu söyleniyor.

    Patara plajı 18 km uzunluğunda beyaz kumlara sahip bir plajdır.

    Patara, uluslararası sözleşmeler çerçevesinde Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesi ilan edilmiş bir bölge. Caretta Carettalar ürüme yeri olarak yüzyıllardır Patara kumsallarını kullanıyor.

    Likya, önemli merkezlerden biri olduğu için birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Seleukos Krallığının Likya’yı himayesi altına almasıyla, Patara başkent olarak kabul edilir. Amfi tiyatro ve meclis binası gibi anıtsal yapıların çoğu bu dönemde inşa edilir. Romanın Patara’yı alması sonucu kent önemini yitirmeye başlar ve adli işlerin görüldüğü bir merkeze dönüşür. İ.S 43 yılında Roma Eyaleti olarak anılır. Patara Bizans dönemi himayesinde Hristiyanlar için önemli bir bölge olmaya başlıyor. “Noel Baba” olarak bildiğimiz Saint Nicholaos, Pataralı’dır. Ayrıca St. Paul Roma’ya ulaşmak için Patara’dan gemi ile yola çıkmıştır. İmparator Konstantin’in başkanlık ettiği İ.S. 325’teki İznik Konsülü’nde Lykia’nın tek imza yetkilisi Piskopos Eudemos’un Patara Piskoposu oluşu kentin bu devirde de ciddiye alındığının kanıtı niteliğinde. Orta çağ boyunca önemini sürdüren Patara, Türklerin gelmesiyle de önemli bir merkez olarak günümüze ulaşmıştır.

     

    En Eski Meclis Binası: Likya Birliğinin Başkenti

    Patara Meclis Binası
    Likya Birliğinin başkenti olan Patara Antik kentinde yer alan en eski meclis binasını Montesquieu, “Yasaların Ruhu” adlı kitabında “Antik Dünyanın En Mükemmeli” olarak belirterek hem mimarisi hem de düşünsel boyutu anlamında övmüştür. İlk defa yönetim biçiminin demokrasi olarak uygulanmaya çalışılmasının önemi ve kentin entelektüel yapısının gelişmişliği o dönem için gerçekten “Mükemmel”den başka bir kelimeyle tarif edemeyiz. Düşünün yani Milattan Önce 2. Yüzyılda Amfi tiyatronun karşısına 20 sıralı 1400 kişilik kapasiteye sahip bir meclis binası inşa ediliyor. Günümüzden 2200 yıl önce yapılıyor. Bütün bakımları ve restorasyonu, TBMM tarafından üstleniliyor.

    Patara’ya bir ömür veren Arkeoloji Prof. Dr. Havva İşkan Işık’ın aktardığına göre: “Günümüz kapitalist sistemin emellerine alet ettiği Noel Baba olarak bilinen Aziz Nicolaos buralarda yaşamış. Aynı zamanda, Likya Birliğinin anayasasının temelleri burada atıldı ve ve bu anayasanın izlerini Amerika yönetim anayasasında bulabilmekteyiz.” bilgilerini aktardı.

    Dünyaca Ünlü Plajlardan: Patara Plajı
    Dünya’nın en güzel plajlarından biri olan Patara Plajı 18 kilometre uzunluğu ve bembeyaz kumlarıyla cennetten düşme saklı bir yer gibi. Şöyle söyleyebiliriz eğer Maldivler’i kumsallarını çok merak ediyorsanız o kadar yol gitmenize gerek yok Patara Plajına gittiğinizde Maldivler’i merak etmenize gerek kalmıyor. 18 kilometrelik Patara plaj ayrıca Akdeniz kaplumbağaları Caretta-Carettalar’ın milyonlarca yıldır yumurta bırakıp yavruladıkları ender sahillerden biri.

    Patara Plaj’ında gün batımı kartpostallara konu olacak manzaraya sahip. Tamamen batıya doğru bakan bembeyaz kumsal batan güneşin muazzam rengiyle beraber görsel şölen oluşturuyor. Eğer Patara Plajı’na gitmeyi düşünüyorsanız, gün batımını izlemeden geri dönmemelisiniz. Vaktiniz kısıtlı olsa bile, akşam saatlerine yakın bir vakitte plajı ziyaret ederek bu manzaraya mutlaka şahit olun.

    Patara'da Gezilecek Yerler
    Daha önce de belirttiğimiz gibi Patara tatilinizi bitirmeden önce yapmanız gereken en önemli iki şey var. Bu ikisini önem derecesi olarak sıralayamayacağımız için tekrardan belirtiyoruz. Patara Plajında ve Patara Ören yerinin keyfini muhakkak çıkarın. Zaten gezebileceğiniz her yer bu iki nokta ile bağlantılı. Mesela herkesin beğendiği ve çölde olma hissi veren Patara Kum tepeleri Patara Plajında. Patara Harabeleri, Patara Amfi Tiyatrosu Patara Ören yerinde.

    Bu iki yerin haricinde Patara gece eğlencesi için güzel mekanlara sahip. Patara Türk Hamamları da oldukça ilgi görüyor. At biniciliğinin de sevildiği Patara Plajında kumlu yolları at eşliğinde aşabilirsiniz. Atlar ile geçirdiğiniz safari etkinliğinde Patara Antik Kenti’nden başlayarak Athena Tapınağı, Likya döneminden kalan hamamlar, lahitler ve kalıntıların bulunduğu 15 km’lik yolu yemek, yüzme ve çamur banyoları ile bitirebilirsiniz.